2. Ay: Yeni Bir Dünyaya Açılan Kapı

Ah, ikinci ay! İlk ayın o kaotik “Ne yapıyorum ben?” hissi biraz hafifledi, ama yerini başka sorular aldı. “Hala yeterince iyi miyim?” “Acaba bu sefer gaz mı yoksa gerçekten gülümsüyor mu?” İşte böyle bir aydayız. Sana anlatayım.

İlk Gülücük: O Anı Hiç Unutmayacağım

Bir sabah, yüzünde tam anlamıyla bir gülümseme belirdi. İlk başta, “Emin miyim? Yoksa yine gaz mı?” diye düşündüm. Ama hayır, bu defa başka bir şeydi. Gözlerimin içine bakarak gülümsedi. Birkaç saniyeliğine dünya durdu sanki. O an tüm yorgunluğum, uykusuzluğum uçup gitti. Yemin ediyorum, yüzüme bakan kimse 5 aydır deliksiz bir uyku uyumadığımı anlamazdı.

Bu gülücüklerin, aslında beynindeki büyük bir gelişimin göstergesi olduğunu biliyordum. Artık bizi fark ediyor, duygusal bağlar kuruyor. Ama bu kadar bilimsel olmasına gerek yok; ben “Anne, seni seviyorum” dediğini düşündüm ve yetti.

Uyku: Efsaneler ve Gerçekler

Bana demişlerdi ki, “İkinci ayda uyku düzeni oluşmaya başlar.” Yalan! Düzen falan yok. Hâlâ bir yandan saati kurmaya çalışıyorum, ama o başka bir planla doğmuş. Mesela, tam derin uykuya dalıyorsun, bir ses geliyor: “Eeh.” Bu sesi duyunca refleks olarak fırlıyorum artık. Öyle bir uyku radarım gelişti ki, kuş tüyü düşse hissediyorum.

Gece 4 nöbetleri hâlâ aktif. Ama artık şunu kabul ettim: Bazen uyumayacaksın. Bebek bu, “Benim gece planlarım var, anne” diyorsa yapacak bir şey yok. Bıyık (kedimiz) bile benden daha uykulu artık, düşün.

Baba ve Rap Ninniler

Eşim bu dönemde resmen bir stand-up sanatçısına dönüştü. Minik kızımız ağlamaya başladığında onu susturmak için bulduğu yöntemler… Bunu anlatmadan geçemem. Bir gece, “Dandini dandini dastana” şarkısını rap versiyonunda söyledi. Hem kızımız sustu hem ben kahkahalara boğuldum. Bazen de susturamıyorsan daha yüksek ses çıkar taktiğini uygulardı. Öyle yüksek sesle bağırırdı ki bebeğimizin ağlamasına karşılık. İkisi birden karşılıklı ağlaşırdı. İşin komik tarafı, işe yarardı. Şaka bir yana, onunla beraber bu yolculuğu yaşamak büyük bir hediye. Bazen o uyuyakalmışken kucağında kızımızla oturuyor; ben de onları izliyorum. İşte o an, hayatın çok güzel olduğunu hissediyorum.

Kendini Keşfetmek: Ellerinle Tanışmak

Bu ay, elleriyle tanıştı. Şöyle düşün: Hayatında ilk kez ellerini fark ediyorsun ve “Aa! Bu benimmiş” diyorsun. Sürekli ellerine bakıyor, bazen ağzına götürüyor. Bir gün kazara kendine hafif bir tokat attı. Yüzündeki şaşkın ifadeyi görmeliydin. “Ne oluyor ya, bu da nereden çıktı?” der gibiydi.

Oyuncaklara da biraz ilgi göstermeye başladı. Ama şimdilik oyuncaklar yerine benim saçlarımı ve parmağımı daha çok seviyor. Özellikle saç çekmek favorisi. Yakında saçlarımın yarısı elimde kalacak gibi.

Benim Hallerim: Anneliği Öğreniyorum

Sana açıkça söyleyeyim, bazen hala kendime “Yapabiliyor muyum?” diye soruyorum. Yeterince iyi miyim? Ona yeterince sıcak, yeterince sabırlı, yeterince eğlenceli bir anne olabiliyor muyum? Ama sonra gözlerime bakıyor ve diyor ki (bence diyor, hayır demeyin): “Anne, her şey yolunda.” İşte o an rahatlıyorum.

Bu süreçte şunu fark ettim: Anneliği öğrenmek, bebekle beraber büyümek demek. İkimiz de yeni şeyler öğreniyoruz. Mesela ben artık bebek bezi bağlamayı olimpik hızda yapabiliyorum. Ya da o bir damla kaka, pijamayı nasıl mahvediyor, onu çözmeye çalışıyorum.


Kendime Ufak Notlar

• “Kötü anne” diye bir şey yok. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve bu yeterli !

• Ara sıra kendime de vakit ayırmam gerektiğini unutmayacağım. Bir kahve içmek bile bazen terapi gibi geliyor !

• Ve en önemlisi, her anın tadını çıkaracağım. Çünkü bu günler çok hızlı geçiyor !


İkinci ay, hem minik kızımızın hem de benim yeni bir dünyaya adım attığımız ay oldu. Her gün yeni bir şey öğreniyoruz, yeni bir şey hissediyoruz. Bazen zor, bazen komik, ama her zaman çok özel.


Üçüncü aya geçiyoruz şimdi. Bakalım bizi neler bekliyor? Ama bir şeyden eminim: Biz artık çok daha güçlü bir takımız.


♥️♥️

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bebeğimle Üçüncü Ay: Hem Zor Hem Şahane Bir Dönem

Minik Dişlerin Hikâyesi: Diş Çıkarma Süreci ve İpuçları

Bebeklere Kitap Okumak: Ne Zaman, Nasıl, Ne Okunmalı?